bugün
yenile
    1. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bilimdeki türlü ilerlemeler geliştikçe kâinatın din kitaplarında yazıldığı gibi altı günde yaratılmadığı, bu oluşumun milyarlarca yüzyılda meydana geldiği, hele insanların 6000 yıl önce yaratılan muhayyel bir âdemle hayali bir havvadan türemedikleri ispat olunmakta ve ilim artık, kısa ömürlü de olsa canlı hücre yaratacak seviyeye ulaşmış bulunmaktadır. soy soy insanların bir tek âdemle havvadan türediklerine, âdemin 1050 yıl yaşadığına, havvanın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. bir sümer masalından çıkan tufan ve nuhun gemisi onlarca tarihi bir hakikattir. hangi teknik üniversitesinden mezun olduğu belli olmayan nuhun yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirine yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire... şimdi bu kafadaki adamla bir fikir tartışması yapmaktaki trajediyi düşünün. nihal atsız
      0kaynak alabilir miyim? - hopp bilader 29.09.2016 23:11:17 |#2814037
    2. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      islam birliği kuruntusu yedinci yüzyılda ortaya çıkan müslümanlık, sosyoloji bakımından arapların millet haline geçme savaşıdır. aynı dili konuştukları halde birbirine düşman boylar ve uruklar durumunda dağınık bir hayat yaşayan kalabalık bir kavim, bir iç veya dış etki ile birlik kurma yoluna elbet gidecekti. peygamberin ortaya koyduğu esaslar her şeyden önce bunu sağlamış, bilgisizlik, ahlâksızlık ve pislik içinde yuvarlanan araplara yüksek bir din ve ahlâk şuuru ile milli birlik düşüncesini aşılamaya çalışmıştır. peygamber hayatta oldukça kudretli ve sempatik şahsiyeti, konuşmaktaki üstün kabiliyeti sayesinde bunu sağlamış, bazı sağlam arkadaşları da kendisini destekleyerek güçlü bir birliğin temellerini atar gibi olmuşlardır. fakat en yakın arkadaşları arasındaki birlik ve dayanışma bile ancak görünüşte idi. arapların yüzyıllar boyunca devlet kuramamaktan doğan bölücülükleri, aile ve şahıs menfaatını her şeyden üstün tutan ayırıcı tabiatları, dedikoduculukta son dereceyi bulan ahlâksızlıkları peygamberin ölümünden sonra hemen kendisini göstermiş, hatta onun sağlığında bile akrabası ve damadı ali ile, peygamberin evdeşlerinden ayşe hakkındaki dedikodular büyük sarsıntılara yol açmıştı. ayrılık ve bozgunculuk peygamberin ölümüyle ve ilk önce onun en yakın arkadaşları arasında başlamış devlet başkanlığı ihtiraslarının doğurduğu kavgalar, müslümanlığı parçalayarak mezhep savaşlarına yol açmış ve yirminci yüzyıla kadar müslümanlar, birbirini tekfir eden ayrı gruplar halinde bir ölüm dirim savaşı yapmışlardır. arapların devlet kurmaktaki kabiliyetsizliğinin ve siyasi ahlâksızlığının en kesin tanığı, peygamberden sonra arap devletinin başına geçip “hulefâ-i raşidin” (ergin ve üstün halifeler) adını alan (yıl: 632-661) ve hepsi de, daha hayatlarında peygamber tarafından cennetle müjdelenen dört kişiden üçünün (ömer, osman, ali) suikastlerle öldürülmesidir ki böyle bir rezalet, bizans’tan başka hiçbir devletin tarihinde gösterilemez. buna rağmen arapların, iki büyük düşman devletten iran’ı ortadan kaldırıp bizans’ın güney ülkelerini almalarında olağanüstü hiçbir şey yoktur. iran – bizans arasında yüzyıllardır süren savaş ikisini de yıpratmış, ayırıcı iran’ın doğudan türkler eliyle yediği darbeler bu devleti ölüm haline getirmişti. yeni bir inanç ve ülkü ile çölden fırlayan araplar için kaybedilecek bir şey olmadığı gibi, ölürlerse cennete gitmek, kalırlarsa yağma ve çapul yapmak gibi çekici özellikler de iştahlarını arttırıyordu. araplar, görünüşte büyük bir devlet kurmuş olmalarına rağmen, doğuda iran ve ispanya’da vizigot devleti gibi iki yorgun ve bitkin devletten başka hiçbir devleti ortadan kaldıramamışlar ve rasladıkları ilk ciddi kuvvet olan franklar önünde durmaya mecbur kalmışlardır. (732) abbasilerin hakimiyeti tamamen nazari idi. halife olmaları dolayısıyla bütün müslüman devletler sözde ona bağlı bulunuyor, gerçekte ise halifelerin görevi güçle iktidara gelen şu veya bu hanedanın meşru olduğunu tasdikten ibaret kalıyordu. onuncu yüzyıl ortalarında millet halinde müslüman olan türkler, iranlılar tarafından islamiyeti ortadan kaldırmak için hazırlanan büyük ihtilali suya düşürmekle, farkında olmadan bu dini kurtardıkları gibi, onbirinci yüzyılın ortasından kurtuluş savaşının sonuna kadar da tek başlarına islam dünyasının önderi ve savunucusu olmuşlardır. günümüzde pakistan gibi büyük bir islam devletinin doğması da büyük türk imparatoru gazneli mahmud’un hindistan’a yaptığı akınların sonucu, yani türklerin müslümanlığa bir hizmetidir. *** müslümanlığı tek başlarına birçok millete karşı savunmalarından mıdır, yoksa manasını anlamadıkları kur’ana kayıtsız şartsız inanmaktan mıdır nedir türkler islamiyeti, taassupla kabul eden tek millet olmuştur. müslüman ve hırıstiyan araplar arasında bir dayanışma olduğu gibi türklerden çok sonra müslüman olan arnavutların hıristiyan soydaşlarıyla din savaşı yaptığı görülmemiştir. boşnaklar yani müslüman sırp veya hırvatlar da ortodoks sırp ve katolik hırvatlarla din çatışması olmadan yaşamışlardı. türklere gelince iş değişmiştir. onuncu yüzyılda müslüman olur olmaz ilk iş olarak budist uygurlarla vuruşmaya başlayan karahanlılar’ın bu âdeti tarih boyunca süregelmiş, bu kadarla da kalmayarak sünnilik, şiîlik davası, türkleri iki ordu halinde asırlarca çarpıştırarak hem milli enerjinin boşuna harcanmasına, hem de siyasi türk birliğinin gerçekleşmesine engel olmuştur. dini taassubun dünyanın her köşesinde yerini müsamahaya bıraktığı günümüzde bile hıristiyan, şamanî ve musevî türkler, hatta şiî-alevi türkleri bizden saymayacak kadar gözü dönmüş sözde aydın mütaassıplar aramızda hiç de az değildir. *** bugünün medeni insanı için din, fertlerin kanaat ve inancı meselesidir. dinî partilerin kurulduğu, din üniversitelerinin bulunduğu ülkelerde bile fertlerin her türlü dinî inancı saygı görür. inancın mantığı olmaz. herkes, her istediği şeye inanmakta hürdür. isa’nın dini hem kardeşlik, hem de barış dini olduğu halde hıristiyan milletler yüzyıllardır birbirleri ile boğuşmaktan vazgeçmemişlerdir. nazarî müslüman kardeşliği de kanlı savaşlara en ufak bir etki yapamamıştır. çünkü yüzyılların getirdiği gelenekler dinden daha kuvvetlidir ve tarihi mukadderat korkunç bir şeydir. böyle olduğu halde bizdeki din mütaassıpları bugün hâlâ islam kardeşliği kurulabileceği kuruntusu içinde esrimiş (sarhoşlaşmış) , kendi geçmişlerini, büyüklerini inkâr sapıklığına düşmüşlerdir. onlar için mühim dava ali-muaviye davası, hüseyin’in öldürülmesi olayıdır. arapça resmi dil olmalıdır. türkçe zaten dil değildir. mete, atila, çengiz, hülegü kafirdir. kan içici zalimlerdir. şeriattan başka kanun olmamalıdır. çocuklara demir, taş, kaya gibi iptidaî adlar, hele arslan, pars, bozkurt, doğan gibi hayvan isimleri vermek dinsizliktir. islamî adlar verilmelidir. türkleri islamiyet adam etmiştir. ancak islamiyet sayesinde büyük devletler kurabilmişizdir. v.b… artık bu hezeyanlardan kurtulmanın, kendimize dönmenin çağı gelmiştir. ali-muaviye kavgası, hüseyin’in öldürülmesi bizim için mesele bile değildir. bu, arapların iç işi, bizim için de yabancı tarihlerin bin bir konusundan herhangi birisidir. bizim için hüseyin’in kerbela’daki ölümü değil, kür şad’ın çin’deki, genç osman’ın istanbul’daki ve osman batur’un altaylardaki ölümü daha ilgi çekici, daha acıklı ve daha şanlıdır. bizim için endülüs’ün düşmesi değil, kazan’ın, kırım’ın, türkistan ve azerbaycan’ın kaybı meseledir. mete, atila, çengiz ve hülegü yasa yapıcı ve düzen kurucu birer kahramandır. bunların topyekün yaptıkları tahribat halife ömer’in iran ve mısır’da yaptıkları yanında hiç kalır. çünkü bunlar karşı koyan, ihanet eden ve savaşla alınan şehirleri yıkıyorlardı. ömer ise kâfir eseridir diye iran’ın medeniyet eserlerini yıktırmış ve koca iskenderiye kütüphanesini yaktırmıştır. şaman dininde olan hülegü han ölürken hıristiyan evdeşi dokuz hatun’un ruhunun dinlenmesi için dua edilmesine izin istemsi üzerine, dua yerine yoksullara sadaka verilmesini, vergilerin indirilmesini istemiştir. bu muhteşem cevabı hangi arap halifesi verebilmiştir? islam birliği taraftarlarına göre türkler, müslüman bir millet oldukları için müslümanca adlar almalıdır. türklerin islam olmazdan önce kullandıkları adları almak yanlıştır, müslümanlığa aykırıdır. dünyada bundan daha yanlış ve iptidai düşünce olamaz. islam adları denen adlar arap adlarıdır. bunların hemen hepsi de islamlıktan önceki zamandanberi araplar arasında kullanılmaktadır. yani küfür ve cahiliyet zamanından kalmadır. anlamı bilinmeyen kelimeleri çocuklarımıza takmakta maddi veya manevi hiçbir kazancımız yoktur. aksine, milli ruh bakımından kaybımız vardır. hele müslüman adları arasında yahudilerden araplara geçen musa, isa, süleyman, ibrahim, ismail, ishak, yakup, yusuf, harun, davud gibi adlar bizim türkçe adlarımızla ölçüştürülebilir mi? hayvan adıdır diye bozkurt’a, alparslana’a, ertuğrul’a itiraz edenler muaviye’nin “uluyan dişi köpek” ve osman’ın “yılan yavrusu” demek olmasına ne buyururlar? araplarda yalnız şahısların değil, boyların da hayvan adı aldığı vardır. mesela bir kabilenin adı “beni kelb” yani “itoğullarıdır” kadın adları da öyledir: ayşe “yaşar”, fatma “sütten kesilmiş”, hatice “vaktinden önce doğmuş”, zeynep “tombul” demektir. hele türkler’in islamiyetten sonra büyük devlet kurabildikleri iddiası ile sadece gülünçtür. çin seddinden avrupa ortasına kadar uzanan büyük ve şanlı kun devleti yedi yüzyıl sürmüş; çin’den doğu ve batı roma’dan haraç almıştır. basit bir barbar topluluğu ne bu kadar uzun yaşayabilir, ne de bu büyük ve medeni devletleri vergiye bağlıyabilirdi. kora’dan kırım’a kadar iki asır süren ve adı sanı çinlilerin, iranlıların, arapların ve batı romanın hatırasında büyük bir iz bırakan teşkilatlı ve demircilik üstadı gök türklerle maddi medeniyet alanında uygurlardan ve içinde kalabalık müslüman türklerin bulunmasına rağmen islami karakterde bir devlet olmayan, tarihin en büyük imparatorluğu, çengiz han devletinden uzun boylu konuşmaya lüzum yok. bu kadar sözden maksat, türklerin büyük devlet ve medeniyet kurmak için müslüman olmaya ihtiyaçları bulunmadığının tesbitidir. tarihi gerçek şudur ki: türkler müslümanlık sayesinde değil, müslümanlık türkler sayesinde yükselmiş ve yaşamıştır. islam birliği taraftarlarının mesele haline getirdikleri konulardan biri de selamlaşma işidir. bunlar “günaydın”ı kabul etmiyorlar. “selamünaleyküm” diyorlar ve bunun müslümanlar arasında manevi bir bağ olduğunu ileri sürüyorlar. müslümanlar arasında manevi bağ selamlaşma ile olacaksa bütün müslümanların türkçe selamı kabullenmeleri mantık ve ahlak icabıdır. çünkü islamiyeti koruyan, yaşatan ve yüceltenler sadece türkler olmuştur. selçukluların haçlılara karşı o destanî savunması olmasaydı kalabalık, mutaassıp ve gözüpek haçlı orduları yer yüzünde bir tek müslüman bırakmazdı. osmanlılar ise haçlıları yalnız durdurmakla kalmamış taarruza geçerek yüzyıllarca hıristiyanlığın ortasında tek başına müslümanlığı temsil etmiştir. bunları bir tarafa bırakalım: balkan savaşında topyekün ihanet eden arnavutlar, birinci cihan savaşında topyekün ihanet eden araplar müslüman değil miydiler? ingiliz casusu lavrens’in altınlarını alınca, medine’yi savunan türk askerlerine karşı ingilizlerle birlikte saldıranlar müslüman araplar değil miydi? bu arapların başında peygamber soyundan gelen şerif ailesi, yani sonradan irak ve ürdün tahtlarına geçen adamlar bulunmuyor muydu? bugünkü nesiller, tarih kitaplarında okumadıkları için bilmezler: birinci cihan savaşının sonunda türk ordusu suriye cephesinde bozulunca türk esirlerini öldürenler, altın yuttuklarını sanarak öldürdükleri ve bazen diri türklerin karnını deşenler hep bu din kardeşimiz araplardı. daha acıklısı da, islam halifesi olan türk padişahına ihanet eden şerif ailesinin fertleri şam’a girerken, bu araplar, türk tutsaklarını, anadolu evlatlarını, koyun keser gibi boğazlıyarak peygamber soyundan gelen şeflerine kurban etmişlerdi. bütün bu vahşet arap milliyetçiliği adına yapılıyordu. arapları kendilerinden asla farklı tutmayan, peygamber soyudur diye bilakis onlara üstün değer türklere karşı bu cinayetler sırf kıral olmak ihtirasıyla gözü dönen adamlar, ingiliz altınlarıyla satın alınmış dindaşlarımız araplar tarafından yapılıyordu. bugün ise arap dünyasında türk düşmanlığı umumileşmiştir. arap milliyetçiliği, kendilerinden filistini koparan yahudilere ve araplar yahudilerden dayak yerken kendilerine yardım etmeyen türklere düşmanlık düşüncesi üzerinde kurulmuştur. okullarında türk düşmanlığı aşılanmaktadır. beş altı arap devleti birden bir avuç yahudiye yenildiklerini unutarak bizden hatay’ı almak hülyası peşindedirler. nasıl kuzeyden iktisadi yönlü moskof emperyalizmi olan komünizm geliyorsa, güneyden mısırdan da dini yönlü arap emperyalizmi olan nurculuk gelmektedir. türklük bakımından komünizmle nurculuğun hiçbir farkı yoktur. ikisi de türk milletini ve kültürünü yok etmek için uğraşmaktadırlar. biri arapçılık davasıdır. bunun farkında olmayan binlerce şuursuz türk bu iki düşman ülkünün kucağına kurtarıcı diye atılmaktadır. kıbrıs’ta türkleri yok etmek için çalışan rumlara müslüman mısır’ın silah yardımı yaptığı radyo tarafından resmen açıklanmıştır. buna rağmen hala islam kardeşliği ve islam birliği kuruntusu peşinde koşan beyinsizler varsa, gerçek türkler, o gibilerin kasıtlı veya kasıtsız millet haini olduğunu bilmelidir. millet ve vatan haini olmak için mutlaka askeri sırları çalarak para ile düşmana satmak icab etmez. kendi milletinin düşmanlarına hayranlık beslemek, onların davasını gütmek, kendi kültür ve mazisini inkar etmek de hainliktir. islam birliği ve kardeşliği kuruntudur. dinin baş unsur olduğu çağlarda bile gerçekleşmemiştir. bundan sonra, araya bu kadar ihanet ve düşmanlık girdikten sonra asla gerçekleşmeyecektir. gerçekleşecek olan birlik islam birliği değil, adalar denizinden altayların ötesine kadar türk birliği olacaktır. nihal atsiz
    3. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tüm dini görüşler gibi sadece o kişiyi ilgilendiren görüşlerdir. ''biz insanları dinlerine göre değil, ırklarına göre ayırırız.''
    4. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      belli periyotlarla değişiklik göstermiştir.
      3yanlış bilgi. hiçbir zaman değişmemiştir. kendisi her zaman la-dini olarak kalmıştır. - a shih na 29.09.2016 23:03:46 |#2482388
      01-dinsiz değildi hiç bi zaman. başlarda şamanistti. 2- ölümüne yakın müslüman olduğunu okuduğumu hatırlıyorım. - nabu 29.09.2016 23:08:06 |#2813970
      0kendisi müslüman değildir. ayrıca islama karşı kötü sözleri vardır. sevmem kendisini :) oğlu sevmiyor amk. - atadams21 29.09.2016 23:08:25 |#2814048
      butun yorumlari goster (4)
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir."